Başkan Mesajı
“Vakf” Arapça bir kelime olup sözlükteki manası, “durdurmak”, “elde tutmak” demektir. Şeriat terimi olarak da bir malın aslını elde tutup getirisini Allah rızası yolunda harcamak demektir.
Vakıflar faydalanma yönüne göre ikiye ayrılır: Birincisi insanların faydalanması için doğrudan doğruya kamu yararına verilen bina veya müesseselerin kendisi vakfedilir, onlara “hayrat” denir. İkincisi ise bu müesseselerin ebediyyen ayakta kalması ve topluma faydalı olması için ondan elde edilen gelir vakfedilir, buna “akaretler” (gelir getiren yapılar veya müesseseler) denir.
Azon New Media, basın ve medya aracı olarak, ulusal ve dini değerleri teşvik etmeye çalışarak Özbekistan medyası ve bilgi dünyasında kendine özgü bir konuma sahiptir. Özbek halkı, Azon New Media'yı Özbek milletinin ulusal ve dini çıkarlarını koruyan, Türk devletlerinin birliği fikrini teşvik eden ve ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına yardımcı olan objektif bir medya aracı olarak kabul etmektedir.
Kur’ân-ı Kerim’de vakıf düşüncesi ve teşkilatına doğrudan doğruya işaret eden ayet yoksa da Allah yolunda açları doyurmak; fakirlere, acizlere ve çaresiz kalanlara hayır için elinde olandan vermek; iyi işlerde iş birliği yapmak gibi güzel davranışları öven çok sayıda ayet Müslüman toplumlarda vakıf düşüncesinin doğuşuna ve uygulanmasına esas teşkil etmiştir. Bilhassa “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” (Âli İmrân suresi 92. ayet) ayeti bunlardan biridir
Peygamberimiz (Allah’ın selamı ve rahmeti onun üzerine olsun) şöyle buyurdular: “İnsan öldüğünde amel defteri kapanır ancak şu üç şey bunun dışındadır: Faydası devam eden sadaka, istifade edilmeye devam eden ilim ve anne-babasına dua eden hayırlı evlat”. (İmam Müslim rivayetlerinden…)
Bundan anlıyoruz ki şu üç amel sebebiyle insan öldükten sonra da sevap kazanmaya devam edecektir. Bunun ispatı olarak da bugün Medine’de Hazret-i Osman (Allah ondan razı olsun) tarafından kurulan vakfın halen var olması ve insanlara hizmet etmeye devam etmesini görmemiz mümkündür.
Vakıflar tarih boyunca İslam âleminde çeşitli görevleri yerine getirmiştir. Bugünkü çağdaş devletlerin verdiği çok sayıda sosyal hizmetleri asırlar boyunca başarıyla yerine getirmişlerdir. Bununla birlikte vakıflar, toplumda zengin ve fakir tabakalar arasındaki farkı azaltarak toplumun dengelerini korumak, toplumda birlik ve bütünlüğü sağlamak, toplumun huzurunu korumak, sınıf çatışmalarını engellemek, devlet hizmetine duyulan ihtiyacı zamanında ulaştırmak, siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamakta merkezi yönetimin en büyük yardımcısı olmuşlardır.
Vakfın adının manasında var olan işbirliği ve fikir birliği faktörü halkımızın kanına ve canına yerleşmiş olan örf, âdet ve toplumumuzun ortak bir özelliği olduğu için toplumun yalnız ihtiyaç sahibi olan bir kısmını, hatta bütün insanlığı, tabiatı ve hatta hayvanları dahi korumaya imkan vermiştir. Ne yazık ki bin yıldan bu yana devam eden bu kutlu geleneğimiz Rus işgali sebebiyle Türkistan’ımızda son bir asırda kaybolmuştur.
Bugün vakıf kuruluşları geleneğini devam ettiren ve hatta anayasasında vakıfların faaliyet göstereceği ayrıca belirtilen Türkiye devletinde biz de “Azon” (Ezan) Orta Asya Halkları Vakfı’nı kurduk. Maksat önce buradaki hayır işleri kervanına katılmak, yaratılmışlarla iyilikleri paylaşmak ve sonra vatanımızda da bu işleri yeniden başlatmaktır.
Vakfımız, “Ezan’ın manasına uygun hizmet vermek üzere insanlığın itikadi, ilmi, medeni, toplumsal; bunlarla birlikte maddi ve manevi yönlerden yükselmesine destek olmak; birlik ve beraberliği sağlamak için hizmet vermektedir.
Biz imanımızın gereği olarak İslamiyete hizmet etme, yardıma ihtiyacı olan kabiliyetli gençlerin yüksek seviyede eğitim alması ve yetiştiği sahada çalışmasına yardımcı olmak; kendi aralarında iyilikleri yaymaya, işbirliğini devam ettirmeye yardımcı olmak üzere faaliyetimizi devam ettirmekteyiz. Yeri gelmişken bu yüce hizmete maddi ve manevi olarak destek veren değerli dostlarımıza minnettar olduğumu ifade etmek istiyorum.